Psikanalist ve psikiyatr. Uluslararası Psikanaliz Birliği (IPA) ve New York Insitute for Psychoanalytic Research and Training (IPTAR) üyesidir. Halen New York ve New Jersey’de lisanslı psikanalist olarak yetişkin, çocuk ve ergenlerle ve IPTAR okul programlarında çalışmaktadır. Metropolitan Institute for Training in Psychoanalytic Psychotherapy (MITPP)’de eğitimci, IPTAR Respecialization programında süpervizör olarak görevlidir.
Niye Bu Kadar Uzak ve Sessizsin?”
Eurydice’nin Orfeus’a yalvarışı ”Niye bu kadar uzak ve sessizsin?” * analitik ilişki sürecinde de tekrarlanır; bazen de öfke ve tehditle. Eurydice kendisini takip etmesini isteyen Orfeus’un kendisiyle konuş(a)mamasını önce yalvararak sonra kızarak ve gücenerek karşılar ve sonunda yığılıp kalır. Orfeus’un tanrıların buyruğundaki paradoksa yenik düşerek dönüp sevgili eşine bakması ve onu sonsuza kadar kaybetmesi üzerine psikanaliz yazınında birçok makaleye erişebiliriz. Oysa paradoksun bir yanı sessizliktir, sessizlik de bakış kadar buyruğun bir parçasıdır. Paradoks deyince Winnicott’un dikkatli bir okumayı gerektiren ”Bazı Karşıtlıkları Çalışmaya Yol Açan İletişim Kurma ve Kurmama” makalesi Ogden, Caldwell, Goldberg de içinde olmak üzere psikanalistlerce geniş ölçüde tartışılmıştır. İletişim kurma ve kurmama, bir ölçüde kendi başına olma kapasitesi ile bağlantılıdır. Winnicott tatmin edici bir cinsel birleşmeden sonra her bir eşin kendi başınalığını ve kendi başınalıktan hoşnut olmasını örnek verir. Bir başkasının yanında kendi başına olmaktan hoşnut olabilmek hele diğer kişi de kendi başına olabiliyorsa duygusal olgunlukla ilişkilidir. Eurydice gibi analisti uzak ve sessiz deneyimlerken acı, öfke, depresyon ve katlanılamayan duygulanımlara karşı rasgele cinselliği bir geçiş nesnesi gibi kullanarak baş etmeye çalışan iki klinik örnek üzerinden sessizliğin süreç içindeki dönüşümlerini aktarmaya çalışacağım. Aşk ve cinselliğin bu şekilde kullanılması sihirli ve bir anlığına birincil ilişkinin geri geldiği yanılsamasına izin verse de sürekli tekrarlanması gerekir. Orpheus’un da aslında sonsuza dek kavuşma ve kaybetmeye mahkûm olduğu -ta ki Eurydice onu aklından silip cennete geri dönene dek- söylenir. Analitik süreç yanılsamanın yavaş yavaş nesnelliğe ilerlediği bir alanda gerçekleşir.
* C.W. Gluck, Orfeo ve Euridice Operası, 1762.