2002 yılından bugüne Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Lisans derecesini 1989 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde tamamladıktan sonra, yüksek lisans derecesini Lancaster Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden 1994 yılında, doktora derecesini Amerika Birleşik Devletleri’nde Binghamton Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden 2002 yılında almıştır. 2004 yılında Berlin Wissenschaftskolleg’de, 2020 yılında Viyana Institut für die Wissenschaften wom Menschen’de araştırmacı olarak bulunmuş olan Kolluoğlu’nun şehir ve tarihsel sosyoloji ile ebeveynlik ve eğitim, mekân ve hafıza alanlarında sosyolojik çalışmaları vardır. İstanbul’da orta sınıfların eğitime yaklaşımları, mekansal ve sosyal ayrışma dinamiklerinin yanı sıra Doğu Akdeniz liman kentleri, Türkiye’de sivil toplum hareketleri konularında araştırmalar yürütmüş olan Kolluoğlu’nun derlediği Cities of the Mediterranean: From The Ottomans to the Present başlıklı kitabı Osmanlılardan Günümüze Doğu Akdeniz Kentleri olarak Türkçe’ye çevrilmiştir. Biray Kolluoğlu New Perspective on Turkey dergisinin de editörlüğünü yürütmektedir. Zappa Zamanlar başlığı altında popüler sosyal bilim yazıları da yazmaktadır.
Sosyal Bilimlerde Sessizlikten ve Boşluktan Anlam Üretme
Bu sunum sosyolojik bir araştırmada saha çalışmasının araştırmacıyı sessizliği dinlemenin imkanlarını düşünme süreci üzerinedir. Bir başka deyişle burada sessizliğin barındırdığı sesleri ve izleri duymanın öğrenilmesi ve bunun araştırma sürecini ve bulguların anlamlandırılmasını nasıl yeniden biçimlendirdiği anlatılacaktır. Nasıl çalışılan konular sonsuz ve dipsiz bir havuzdan değil de içinde bulunduğumuz koşulların ve dönemin dinamikleri, kısıtları ve imkanları ile çerçevelenen ve de otobiyografilerden beslenen bir dağarcıktan seçiliyorsa, araştırma süreçlerinde anlam oluşturmanın yöntemleri de çalıştığımız konunun içerdikleriyle belirlenir. Sunumda imparatorluktan milli devlete geçiş sürecini İzmir üzerinden anlamaya çalışmak üzere yolan çıkan bir araştırma projesinde, sözlü tarih anlatıları ve yazılı kaynakların sunduğu materyal içinde dile dökülmeyeninin ve yazılmayanın ekolarının duyulmaya başlanmasıyla araştırmanın odağının 1922 İzmir yangınına ve bu yangının toplumsal hafızada yer alma biçimlerine kayması anlatılmaktadır.
Sahada karşılaşılan boşluklardan, sessizliklerden İzmir yangınının çıkması ve araştırmanın yanarak yok olan şehrin içinde hapsolmuş ekolarla yeniden şekillenme süreci tartışılmaktadır. İzmir yangınına dair toplumsal hafızada “kurucu boşluklar” olduğunu öne süren bu sunumda anlatılanlar içindeki sessizliklerin, duraksamaların, konuyu yersiz değiştirmelerin, tarih kitaplarından gazete yazılarına anlatılmayan ve yazılmayanlarla şekillenen “bu kurucu boşluğun” kültürel ve sosyal üretkenliğinin altı çizilmektedir. Sonuç olarak bu tartışma bir araştırmanın bulguları ve sonuçlarına odaklanmak yerine o sonuçlara ulaşmakta sessizliği dinlemenin önemine vurgu yaparak genel olarak sosyal bilimlerde sessizliğin anlam üretmede oynadığı rol üzerine odaklanmaktadır.