Francis Grier; Uluslararası Psikanaliz Dergisinin genel yayın yönetmeni, Britanya Psikanaliz Cemiyetinde eğitim ve süpervizyon analisti, aynı zamanda çift terapistidir. Londra’da kendi ofisinde çalışmaktadır. Psikanalitik tedaviye erişimi olmayan hastalarla psikanalitik olarak çalışma konusunda uzmanlaşmış olan Tavistock Kliniği Fitzjohn Biriminde psikoterapistler için seminerler yönetmektedir. Biri Oedipus and the Couple (Oidipus ve Çift, 2005) olmak üzere çift terapisi üzerine iki kitabı, ayrıca yazarı ya da editörü olduğu çeşitli kitap bölümleri ve makaleleri bulunmaktadır. Uluslararası Psikanaliz Dergisi için iki Verdi operası (Rigoletto ve La Traviata), Beethoven’a cinsiyetçi bir yaklaşım, analiz odasında müzikalite, dürtülerin ve sapkınlıkların müziği, müzikte ve de psikanalizde yanılsamalı ve uçucu nitelikler üzerine makaleler yazmıştır. Psikanaliz eğitimi öncesinde profesyonel bir müzisyen olan Grier, 1985’te Royal Albert Hall Proms konserinde ilk solo resitalini vermiş, 2012’de İngiliz Besteci Ödülüne layık görülmüştür. 2023 yılında Chapel Royal, Hampton Court Korosu tarafından yeni besteleri kaydedilmiş ve 2024 yılında org için yeni bestelerinden oluşan bir disk yayımlanmıştır.
Yanılsama, Müzikalite ve Kayboluş
Sunumum müzik ile analitik seans deneyimleri arasındaki bazı benzerlikler üzerine olacak. Müziğin – diğer pek çok sanatın aksine – bir bakış açısına göre yalnızca çalındığı sürece devam etmesine, yani müziğin yok olma niteliklerine odaklanacağım. Müzik çalınır, sonra biter. Bir seanstaki analist-hasta arasında yaşanan konuşmalar da benzer akıbete uğrar. Ancak bazı geçici anların ruhsal yankıları bir ömür boyu sürebilir. Sözel olarak derin bir anlayış olmadığında bile hasta-analist karşılaşması duygusal olarak anlamlıdır. Bunu klinik bir örnekle açıklayacağım. Aktarımı yanılsama olarak ele alacak ve Bion’un O’su açısından hakikat ile yanılsama arasındaki ilişkiyi irdeleyeceğim. Freud’un ”On Transience” (”Geçicilik Üzerine”,1916) adlı kısa makalesinde ele aldığı gibi, estetiğin ve doğanın yanıltıcılığının paradoksal değeri ve Lewis Carol’un Cheshire Kedisinin havada asılı kalan sırıtışı hakkındaki düşüncelerle sunumumu noktalayacağım.