Hayalet Anneler, Hayalet Çocuklar
Winnicott’ a göre anne, birincil annelik tasası durumunda, sanki nesneyi “yaratmış” gibi bebeğe ihtiyaç duyduğu şeyi, ihtiyaç duyduğu şekilde, ihtiyaç duyduğu zaman sağlayabilir. Annenin sunduğu kucaklayıcı ortamda erken bir yırtılma olursa, bebek olgunlaşma sürecinde henüz yeterli donanıma sahip olmadığı için altından kalkmakta zorlandığı psikolojik görevlerle uğraşmak zorunda kalır. Savunmacı kendilik (sahte kendilik) neredeyse tamamen bebeğin bireysellik potansiyelinin (gerçek kendilik) koruyucu izolasyonunu sağlamak amacıyla kurulur. Ancak gerçek kendiliğin bu izolasyonu kaçınılmaz olarak boşluk, yararsızlık ve ölülük duygularına yol açar.Winnicott’ un en erken dönem anne bebek ilişkisini kavramsallaştırmasından yaklaşık 30 yıl sonra, Green “ölü anne” kavramını iki yaşındaki bir çocuğun annesinin aniden depresyona girmesinden yola çıkarak tanımlamıştır. Annenin ruhsal yokluğu çocuğun zihnindeki anne temsilinin merkezinde bir delik bir yokluk ya da ölülük yaratır. Başlangıçta, küçük çocuk “ölü anneyi” sevgi dolu görünen nafile çabalarla canlandırmaya çalışacak, ancak bu yöntemler başarısız olduğunda, çocuk annesinin yokluğuyla özdeşleşecek ve bu durum ruhsallığında içsel bir ölülük ya da yokluk, benlik-tasarımında da bir boşluk yaratacaktır. Böyle bir durumda çocuk ölen anne için Green’ in boş yas dediği durumu deneyimler. Ortada yası tutulacak bir meme bile olmadığında, çocuk sahte kendiliğin marifetiyle hayata tutunmaya çalışır. Bu sunumda içsel annenin yokluğunu, dış gerçeklikte yaşanan deprem ve göç durumunda tekrar tekrar deneyimlemek durumunda kalan bir bireyin klinik durumda ortaya çıkan hayalet görüngülerine dair kesitler sunulacaktır. Böyle bir bireyin başta kendinin ve ardından bir ötekinin hayatına yerleşip, köklerini salabilmesi nasıl ve ne derece mümkün olacaktır?
Çağla Pınar Sevinç Yalçın
Klinik Psikolog. Psikanalitik formasyon eğitimine Psike İstanbul bünyesinde devam etmekte olup, klinik çalışmalarını İstanbul’da kendi ofisinde sürdürmektedir.