Avrupa Psikanalitik Film Festivali Direktörü, Britanya Psikanaliz Cemiyeti üyesi İtalyan asıllı tanınmış psikanalist Andrea Sabbadini, İtalyan yönetmen Valeria Gollino’nun 2013 yılında çektiği, ötenazi üstüne çarpıcı bir film olan Miele üzerine yazdığı makaleyi Psike İstanbul ile paylaştı.
Baldaki acılık.
Miele üzerine Düşünceler [1]
Andrea Sabbadini
Leoš Janáček’in operası The Makropulos Case‘in (1926) baş kahramanı olan Emilia isimli kadın, sihirli bir ölümsüzlük iksiri içtikten yaklaşık üç yüz yıl sonra varoluşunu korkunç bir lanet olarak görmeye başlar. Oysa bizler ölümün bir lanet olduğunu düşünürüz; yaşamın değil! Er ya da geç hepimizi bekleyen (her ne kadar biz bilinçdışı bir biçimde aksine inansak da) bir hakikat olan ölümden çoğumuz korkarız ve bu hakikati biraz da naifçe inkar etme gibi beyhude bir çabaya girişir, onu elimizden geldiğince ertelemeye uğraşırız. Gelgelelim, tarih boyunca tüm toplumlardaki intihar vakalarının sayısından da anlaşılacağı üzere ölümün iple çekildiği, kişinin ızdırabına (fiziksel, zihinsel ya da her iki açıdan) veya yaşlanmadan kaynaklanan kısıtlamalara mutlak çözüm olarak görüldüğü durumlar da vardır.
Yardımlı intihar temasını getirdiği pek çok yan mesele ile birlikte en doğrudan ele alan, Alejandro Amenabar’ın Mar adentro [İçimdeki Deniz] filmidir. Bu filmde Javier Bardem’i gerçek bir kişi olan Ramón Sampedro rolünde görürüz. Yaklaşık otuz yıl önce meydana gelen bir kazada kolları ve bacakları felç olmuştur. Yetkililerle uzun süre mücadele ettikten sonra, ne zaman ve nasıl öleceğini seçmesini engelleyen bir yasaya rağmen, nihayet bir grup ötenazi destekçisi mutsuz yaşamını sonlandırma arzusuna yardımcı olur. [3]
İngilizceden çeviren: Elif Okan Gezmiş
[1] Valeria Gollino, 2013
[2] Ötenazi sözcüğü ayrıca Nazilerin psikiyatri hastalarını ve diğer hastaları öldürmeye yönelik programıyla ilişkili olarak da kullanılır.
[3] Ötenaziye yer veren pek çok başka kurgu film mevcuttur. Birkaçını sıralayacak olursak: An Act of Murder (Gordon 1948), Whose Life Is It Anyway? (Badham 1971), The Last Supper (Roberts 1994), Igby Goes Down (Steers 2002), Million Dollar Baby (Eastwood 2004) ve daha yakın tarihli Amour (Hanecke 2012)
[4] Turin’deki 11 Nisan 2014 tarihli 25. Avrupa Psikanaliz Federasyonu kongresi.
[5] Ayrıca, Costantini’nin Irene’i Ölüm Meleği olarak betimlemesine de katılmıyorum – bu imge, Nazi doktoru Josef Mengele’nin Auschwitz kampındaki sadist deneyleriyle ilişkilendirilmiştir.
[6] Miele‘de Irene rolünde izlediğimiz Jasmine Trinca’nın oyunculuk kariyerine Nanni Moretti’nin La stanza del figlio [Oğul Odası] (2001) filminde bir psikanalistin kızı ve trafik kazasında ölerek geride umutsuzluk ve bilinçdışı suçlulukla boğuşan bir aile bırakan bir çocuğun kız kardeşi rolünde (ki bu filmdeki karakterinin adı da Irene’dir!) başlamış olması ilginç bir tesadüf olsa gerek.
[7] Londra’da Arbours Kriz Merkezi’nde uzman psikoterapist ve daha sonra danışman olarak görev yaparken.